Geçtiğimiz Haftaya Bakış (28 Mayıs – 1 Haziran)

ABD istihdam verilerinin ve AB krizinin damga vurduğu başka bir hafta oldu geride bıraktığımız Mayıs ayının son haftası. Gelen veriler varlık alımı seslerinin yeniden yükselmesine neden oldu.

Özellikle ABD’den gelen hayal kırıklığı yaratan tarım dışı istihdam verisi ve işsizlik oranı ile İngiltere’den gelen ve beklentinin çok altında kalan imalat PMI, gözleri bir sonraki Fed FOMC ve BOE PPK toplantılarına çevirdi. BoE’nin önümüzdeki hafta varlık alımı programını 50 milyar GBP büyüteceğine dair beklentiler oluşmaya başladı bile. Fed’in de bu ay sonunda sona erecek olan twist operasyonu programını uzatabileceği konuşuluyor.

AB krizi ile ilgili de fısıltı, haber, yorum, yalanlamalar yine hız kesmedi geçtiğimiz hafta. Özellikle Bankia’nın kurtarılması ile ilgili İspanya hükümeti ve ECB’den birbiriyle çelişen açıklamalar hafta boyu gelmeye devam etti. Bir İspanya hükümet yetkilisi önce Bankia’nın devlet tahvilleri yoluyla yeniden sermayelendirileceğini belirtti, sonra ise bizzat başbabakan Rajoy tarafından bu açıklama yalanlandı ve fakat sanki böyle bir plan ECB’ye sunulmuş gibi ECB çıkıp böyle bir planı reddettik dedi.

Yani İspanya bancılık sektöründeki kriz devam ediyor ve çözüm konusunda atılmış net bir adım yok. Tüm bu gelişmelerin arasında da Egan Jones bir hafta sonra tekrar İspanya’nın notunu kırarak BB- seviyesinden B’ye indirdi.

17 Haziran Yunanistan seçimleri ile ilgili de anketler peşi sıra geldi. Her gün bir kaç anket sonucu açklandı ve onlarca ankete rağmen hala seçimler öncesi hangi parti önde, hangisi ikinci, hangisi ne kadar oy alacak konusu tamamen belirsiz. Öyle ki bir kaç saat arayla yayımlanan sonuçlar bir biriyle büyük farklılar gösteriyor. Yani Yunanistan seçimleri konusu hala muğlak ve piyasada endişeler devam ediyor.

Ayrıca yine Yunanistan’ın Euro’dan çıkışı ile ilgili bir çok fısıltı ve haber geldi. Hatta Perşembe günü kimi işlem/haber platformlarına Drahmi’nin eklendiğine dair bir fısıltı vardı ki, artık bu konunun geldiği nokta konusunda önemli bir ip uçu veriyor.

Euro tahvilleri ve bankaların ECB tarafından doğrudan sermayelendirilmesi ile ilgili kritik açıklamalar da vardı geçtiğimiz hafta. AB Komisyonu üyesi Barroso ve bazı ECB üyeleri bu iki aracın kullanılması konusunun değerlendirilmesi gerektiğini açıklarken Almanya ve silah arkadaşları yine net bir duruşla karşı olduklarını gösterdi.

Ama artık üst düzey kimi yetkililerin bankaların doğrudan ECB fonlarına ulaşabilmelerini net bir şekilde desteklediklerini açıklaması önemli bir dönüm noktası. Bu konu daha fazla gündemde olacak gibi artık.

AB’de yaşanan tüm bu karmaşa ve olumsuz gelişmeler EURUSD’nin düşüşüne devam etmesine neden oldu. İspanya, Yunanistan kaygıları ve AB liderleri arasındaki fikir ayrılığı EURUSD paritesini 1.2285 seviyelerine kadar çekti, ta ki Cuma öğlen ABD’den tarım dışı istihdam verisi gelene dek. Bu verinin beklentinin çok altında kalması yeni bir varlık alımını akıllara getirince USD değer kaybetti ve EURUSD bir miktar toparlanarak haftayı 1.24 hemen üzerinde fakat 150 pipslik bir düşüşle kapattı.

GBPUSD paritesi de aynı şekilde, BoE’den yeni varlık alımı beklentilerinin de etkisiyle Cuma günkü tarım dışı verisine kadar çok keskin satışlar yedi. Cuma günü 1.5260 seviyesine kadar gerileyen parite öğleden sonra biraz toparlanarak 1.5430 seviyelerine kadar tırmandı fakat haftayı yaklaşık 300 pipslik bir düşüşle kapatmaktan kurtulamadı.

AUD, NZD, CAD gibi emtia para birimleri de Cuma öğleden sonra biraz toparlanabilse de haftalık bazda dolara karşı değer kaybı yaşadı. AB krizi temelli risk iştahındaki daralmaya Avustralya’dan gelen kötü perakende satışları ve inşaat onayları verisi de eklenince AUDUSD haftayı yaklaşık 100 pipslik bir düşüşle 96.90 seviyesinde kapattı. USDCAD ise beklentiden çok daha düşük Kanada büyüme oranının da katkılarıyla haftaya başladığı 1.0260 seviyesinin 150 pips üzerinde 1.0410 seviyesinde kapattı.

TRY için de önemli bir haftaydı. TCMB salı günü faiz kararını açıkladı ve neredeyse herşey sabit tutuldu. Pazartesi ve Salı günü PPK etkisiyle USDTRY bir miktar düşüş yaşarken TCMB’nin herhangi bir değişikliğie gitmemesinin ardından TRY de diğer riskli para birimleri gibi dolara karşı büyük değer kaybetti. Cuma günkü tarım dışı verisine kadar kademeli alımlarla USDTRY 1.8770lere kadar tırmandı. Cuma öğleden sonraki toparlanma ise pariteyi 1.8550 seviyelerine kadar çekti. Yine de USDTRY haftayı 100 pipslik bir artışla kapattı.

Yen ise dolara karşı değer kazanan nadir para birimlerindendi. Kötü gelen ABD verilerinin etkisiyle güvenli liman JPY diğer güvenli liman USD’ye karşı hafta boyu değer kazandı. Haftaya 79.60 seviyesinde giren USDJPY kademeli gelen satışlarla 77.60 seviyelerine kadar geriledi fakat bu seviyeden gelen keskin alımlarla parite haftayı 78.00 hemen altında tamamladı. Gelen sert alımların arkasında BoJ’un olduğu ve önümüzdeki hafta doğrudan müdahalelerin gelebileceği konuşuluyor.

Haftanın en çok kazandıranı ise altın oldu. Çarşamba günü 1530 desteğini test eden altın Cuma günü öğleden sonra gelen ABD tarım dışı ve İngiltere imalat PMI verisi varlık alımı beklentilerini canlandırınca keskin alımlarla 1620 seviyelerine kadar tırmanarak haftayı 50 dolarlık bir yükselişle tamamladı.

Kısacası AB krizi endişelerinin büyüyerek devam etmesi ve beklentiden kötü veriler haftanın ilk dört günü sert satışlar getirdi ve pariteler rekor seviyeleri gördü. Cuma öğleden sonra gelen ABD tarım dışı verisi Fed’in daha gevşek bir tona kayabileceği sinyalini verince bir miktar toparlanma gördük fakat altın ile JPY dışındaki önemli para birimleri haftalık bazda dolar karşısında değer kaybetti.

DövizDestek ise bu fırtınalı haftada da üyelerinin yanında olarak analiz ve raporlarıyla yatırımcılarının yön bulmalarını sağladı. Bu çalkantılı dönemde siz de doğru yönü bulmak istiyorsanız üyelerimiz arasına katılmanız yeterli.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.