Yurtiçi piyasalarda tüm gözler TCMB’nin Ocak PPK toplantısı üzerinde olacak. Hatırlanacak olursa banka geçtiğimiz ay 200 bp faiz artırımına giderek politika faizini %15’den %17 seviyesine yükseltmişti. Karar metninde ise gerçekleştirilen faiz artırımına gerekçe olarak enflasyon görünümüne dair riskler gösterilmişti. Enflasyonun geçtiğimiz yılı %14.6 seviyesinden kapattığını hatırlatalım.
Peki, Ocak ayı toplantısı için nelere odaklanmamız gerekiyor?
Öncelikle TÜFE’de özellikle yılın ilk yarısında yükselişin devam etme olasılığı bir hayli güçlü. Kur geçişkenliğinin gecikmeli etkisi ve %25 seviyelerinde bulunan ÜFE’nin TÜFE’yi destekleme olasılığı hala masada. Buna bir de asgari ücret zammını eklediğimizde enflasyonda Nisan ayı için %15 – %16 aralığında zirve seviyenin görülebileceği beklentileri oldukça güçlü. Dolayısıyla her ne kadar reel olarak faizlerin pozitif tarafta olduğunu görsek de enflasyonda yukarı yönde risklerin devam ediyor olması daha yüksek bir reel faiz politikasının benimsenebileceği izlenimini kuvvetlendiriyor. Bu bağlamda bankanın politika duruşunu buna göre şekillendirebileceği ihtimalini dışlamıyoruz.
Bugünkü toplantıya ilişkin piyasalarda genel beklenti %17 seviyesinde bulunan politika faizinde değişikliğe gidilmeyeceği yönünde. Buna karşılık yukarıda değindiğimiz riskler nedeniyle 50 bp ve 100 bp faiz artırımına gidilebileceğini düşünen kurumların da bulunduğunu söyleyelim. Yani ana senaryo faizin sabit bırakılması olsa da ılımlı bir faiz artırımına yönelik beklentiler de bulunuyor. Örneğin, Morgan Stanley, son yayınladığı raporda TCMB’den 100 bp faiz artırımı beklediğini dile getirdi. Bu senaryonun TL ve TL bazlı varlıklar açısından en olumlu senaryo olacağını düşünüyoruz.
