Yıl sonuna yaklaşırken petrol fiyatlarında kısa vadede toparlanmalar yaşansa da üzerindeki baskıdan hala kurtulabilmiş değil. Peki fiyatlardaki düşük seyrin arkasında neler var bunlarla ilgili ufak bir hatırlatma yapalım öncelikle. Düşük fiyatların arkasındaki sebeplerin en başında OPEC’in pazar payını kaybetmemek için üretimde frene basmaması ve bunun sonucunda da arz-talep dengesinin sağlanamaması yatıyor. Ayrıca ABD’deki kaya gazı üreticilerinin de piyasanın dışına itilmek istenmesi de bir başka etken.

Son OPEC toplantısında üretimde frene basılması beklenirken OPEC, petrol pompalamaya devam etme kararı almıştı ve düşük seyreden fiyatlara bir darbe daha vurmuştu. Her ne kadar bazı ülkeler üretimde kesintiye gidilmesi konusunda fikir birliğine vardıysa da Suudi Arabistan’ın bu görüşü desteklememesiyle birlikte bu fikir hayata geçmemişti hatırlayacağımız üzere.

Bütün bunlarla birlikte hafta başından itibaren petrol fiyatlarında bir miktar toparlanmadan söz etmek mümkün. ABD’nin 40 yıldır geçerli olan  yurt içinde üretilen petrolün ihraç edilmesi yasağının kalmasının ardından ve dün ABD’deki ham petrol stoklarındaki düşüşten de destek bulan ham petrolün varil başına fiyatı 37 doların üzerine kadar yükseldi ve 5 yıl aradan sonra brent petrol fiyatlarını geçmiş durumda.

Kısa vadede bu tarz toparlanmaların yaşanması son derece normal ancak orta ve uzun vadede petrol fiyatlarının üzerindeki baskıdan kurtulması için bir sebep göremiyoruz açıkçası. OPEC üretimde frene basmaya niyetli gözükmüyor ve bu sebepten arz-talep dengesinin sağlanamaması ile petrol fiyatlarındaki düşük seyrin devam etmesini bekliyoruz. Tabi bu durum önümüzdeki dönemde de Kanada doları ve Rus rublesi  gibi petrol ihraç eden ülkelerin para birimlerini negatif etkilemeye devam edeceğini de söylemeyi unutmayalım.