Dün düzenlenen Fransa başkanlık seçimlerinin ikinci turunda merkezci aday Emmanuel Macron, aşırı sağcı popülist aday Marine Le Pen’e karşı açık ara farkla galip geldi. Henüz resmileşmeyen fakat büyük oranda netleşen sonuçlara göre Macron %65, Le Pen ise %35 civarında oy oranına sahip.
Seçim öncesi anketler ortalamada Macron’a %60, Le Pen’e ise %40 oranında oy veriyordu. Yani aradaki fark Macron lehine seçim anketlerinin gösterdiğinden çok daha fazla. Böylece önümüzdeki Pazar günü, Emmanuel Macron’un Fransa’nın yeni ve en genç başkanı olması bekleniyor.
İngiltere’de AB referandumunu popülist ayrılıkçıların ve ABD’de başkanlık seçimlerini popülist Donald Trump’ın kazanmasının ardından Fransa seçimleri bu dalganın devam edip etmeyeceğini göstermesi açısından bir mihenk taşı olarak görülüyordu. Göçmen karşıtı, AB ve euro şüphecisi olan Le Pen’in önemli bir farkla kaybetmesi bu popülizm dalgasının momentum kaybettiğini gösteriyor.
Diğer yandan katılım oranı son kırk yılın en düşük seviyelerinde. Seçmenlerin yaklaşık üçte biri sandığa gitmemiş. Ayrıca Ulusal Cephe partisi Marine Le Pen’in babası Jean-Marie Le Pen’in 2002 başkanlık seçimleri ikinci turunda aldığı oy oranını bu seçimde iki katına katlamış.
Kuşkusuz aşırı sağcı popülist bir adayın mağlubiyeti piyasalar tarafından pozitif fakat bu sonuç zaten seçim öncesi anketlerden büyük oranda tahmin edildiği için fiyatlara girmişti. Bu nedenle de hafta başında euro paritelerinde iki hafta önceki ilk tur seçimleri sonrası yaşanan etkiyi göremedik.
EURUSD haftayı 20 pips yukarıda açarak altı ay sonra ilk kez 1.10 seviyesi üzerini gördü. Ama parite şimdilik 1.10 üzerine kalmayı başaramamış durumda ve Avrupa seansı başlarken 1.0970 bölgesinde. 1.0950 aşağıda ilk kritik destek ve eğer kırılırsa paritede kar alımları bir süre daha devam edebilir.
Öte yandan 1.1050 direncinin geçilmesi alıcıların daha yukarılar için iştahını göstermesi açısından pozitif ve kademeli olarak önümüzdeki haftalarda 1.13 seviyelerine doğru bir yükselişi peşinden getirebilir.