Herkesin gözü son dönemde petrol fiyatlarında ve akıllarda hep “Düşüş devam edecek mi?” veya “Daha ne kadar düşecek?” soruları dönüp duruyor. Ancak bu sorulardan önce petrol fiyatlarının üzerindeki baskıdan kurtulması için herhangi bir sebep var mı yok mu ona bakmak gerekiyor.

OPEC küresel çapta düşük talebe rağmen pazar payını kaybetmemek için petrol üretimine tam gaz devam ediyor ve bunun sonucunda da arz fazlası sebebiyle bir türlü arz – talep dengesi sağlanamıyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve önemli petrol ithalatçısı konumunda olan Çin’de ise yaşanan yavaşlama da fiyatlardaki düşüşün arkasında önemli pay sahibi. Bütün bunların yanında Amerikan Doları’nın da güçlenmesinin etkisine değinmeden geçmeyelim.

2014 yılının ortalarında varil başı fiyatı 100 doların üzerinde olan petrolde artık 30 dolarlar konuşuluyor ve son 12 yılın en düşük seviyelerine gelinmiş durumda. Son düşüşlerin ardından uluslararası bir çok finans kuruluşu 2016 için petrol beklentilerinde aşağı yönlü revizeler uyguladı.

Tabi ki düşen petrol fiyatlarının enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı yarattığının da altını çizmek gerekiyor. Enflasyon oranı %0’lara yakın olan gelişmiş ülkelerin %2’lik hedefi yakalamalarında güçlük çekmelerinin en önemli sebeplerinden biri de bu. Gelişmekte olan ülkelerin ise yüksek enflasyon ile savaşına olumlu bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz fiyatlardaki düşük seyrin.

Kanada ve Rusya gibi önemli petrol ihracatçısı ülkelerin para birimleri de değer kaybetmeye devam ediyor petrol fiyatları ile paralel olarak. USDCAD’de son 13 yılın zirveleri gelirken, ve USDRUB’da da yukarı yönlü hareket devam ediyor.