Haftanın ikinci işlem gününün yavaş yavaş sonlarına yaklaşırken piyasalarda dalgalı bir seyir izlendi. Geçtiğimiz haftalarda oldukça hareketli anlar yaşayan USD/TRY paritesinde bu haftada önemli hareketlenmeler yaşanabilir. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise yarın gerçekleşecek olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası para politikası toplantısı. Bu sebeple ilk olarak TL kanadını inceleyerek başlayalım. Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde piyasaların gündemine ‘erken seçim’ konusu düşmüş ve bu konu TL kanadında volatiliteyi sert etkilemişti. Zaten kritik seviyelerde fiyatlanan USD/TRY paritesi bu volatilite ile birlikte hızlı fiyatlamalar yaşamıştı. Ardından Bahçeli ve Erdoğan bir toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantıdan çıkan erken seçim kararı ile TL kanadı bir miktar rahatlamıştı. Piyasalar 24 Haziran 2018 günü yapılacak olan erken seçimi ‘kararsızlık bir an önce ortadan kalkacak’ şeklinde yorumlamış ve rahatlayan TL ile birlikte USD/TRY paritesinde aşağı yönlü hareketlenmelere neden olmuştu. Şimdi gözler bu konu hakkında gelebilecek olan haber akışlarına çevrilmişken, haftanın en önemli konusu yarın gerçekleşecek olan toplantı olarak dikkat çekiyor. TL’nin omuzlarında yer alan yükler her geçen gün TL’yi yıpratmış ve TL’yi ‘kırılgan’ bir para birimi haline getirmişti. Bu kırılganlığın en büyük sebeplerinden biri enflasyonist baskılar olarak dikkat çekerken, cari açıkların istenilen seviyelerde yer almaması TL’nin omuzlarında ki yükü artıran etkenler olarak başı çekiyor. Ek olarak küresel anlamda jeopolitik risklerin zaman zaman ağırlığını hissettirmesi ise TL’yi zayıflatan diğer unsurlar olarak yerini alıyordu. Büyük resimde bunlar yaşanırken kur kritik seviyelerde fiyatlamalarına devam ediyor. Bu durumda da piyasaların kafasında ‘TCMB’den bir müdahale gelir mi?’ sorusu oluşuyor. Bilindiği gibi hükümet kanadı faizleri yüksek buluyor ve faizlerin düşmesinden yana tavır sergiliyor. Bununla birlikte TCMB Başkanı Murat Çetinkaya’nın ‘Türkiye’de Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası’ başlıklı bir sunumu TCMB’nin internet sitesinde yayımlandı. Bu sunuma göre Çetinkaya; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen faktörlerin yakından izlendiğini ve ihtiyaç duyulması halinde ilave sıkılaştırma yapılabileceği açıklamalarında bulundu. Kimi kesimler faiz artışından yana beklenti içindeyken, kimi kesimlerde ise faiz oranlarında bir değişiklik olmayacağı yönünde beklentiler oluşmuş durumda. Faiz artışı beklentisinde olan kesim en az 50 baz puanlık artışın olması gerektiğini belirtirken, bu seviyelerin üzerinde gelen faiz artışları USD/TRY paritesinde aşağı yönlü hareketlenmelere sebep verebilir. Bu toplantı sonrasında faiz oranlarında bir değişikliğe gidilmemesi ile birlikte ise USD/TRY paritesinde kararsız bir fiyatlanma görülebilir. Bu sebeple yarın 14.00’da yapılacak olan açıklama kesin kararı piyasalara gösterecek. Bu sebeple veri öncesi ve sonrası TL kanadında volatilite artabilir. Gün içerisinde ise TCMB’nin açıkladığı İktisadi Yönelim Anketi ve Reel Kesim Güven Endeksi takip edildi. Veriye göre reel sektör güven endeksi Nisan ayında Mart ayına nazaran 0.7 puan azalış gösterdi. Bu azalış ile birlikte endeks 111.2 seviyesinde gerçekleşti. TL kanadında gündem bu gelişmeler olurken, küresel anlamda doların haftaya toparlanma eğilimleri ile başlaması dikkat çekiciydi. Bu toparlanmada en büyük unsur Amerika 10 yıllık hazine tahvil faizlerinin yükselişiydi. Öyle ki bu yükselişler ile birlikte faizler son 4 yılın en yüksek seviyelerini gördü. Ardından bu seviyelerden gevşeyen faizler ile birlikte dolarda da toparlanma eğilimleri hız kesti. Amerika kanadında haftanın en dikkat çeken ekonomik verisi Cuma günü TSİ 15.30’da gelecek olan GSYİH verisi. Gelecek olan bu veri piyasalarda volatiliteyi etkileyebilir. An itibari ile birlikte 4.09 seviyelerinde fiyatlamalar yaşayan USD/TRY paritesini teknik olarak incelediğimizde yukarı yönlü hareketlenmelerde sırasıyla 4.1158 – 4.1421 – 4.1917 seviyeleri direnç noktaları olarak takip edilebilir. Aşağı yönlü hareketlenmelerde ise 4.0748 – 4.0429 – 3.9933 seviyeleri destek noktaları olarak test edilebilir.
Euro bölgesinde ise haftanın en dikkat çeken ekonomik verisi Perşembe günü TSİ 14.45’te açıklanacak olan Avrupa Merkez Bankası faiz oranı kararı. Şuan için piyasalarda ki beklentiler AMB’nın faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmeyerek faiz oranını %0,00’da, Mevduat Hesap Oranını %-0.40’ta ve ECB Marjinal Borçlanma Oranını %0.25’te sabit tutacağı yönünde. Bununla birlikte varlık alım programından çıkışlar konusunda gelebilecek olan ipuçları ise yakından takip edilmeye devam ediliyor. Bu konu hakkında da gelebilecek olan haber akışları bölge ekonomisinde volatiliteyi oldukça etkileyebilir. Tüm bunlar ışığında an itibari ile 1.22 seviyelerinde fiyatlanan EUR/USD paritesini teknik olarak inceleyecek olursak yukarı yönlü hareketlenmelerde sırasıyla 1.22653 – 1.23235 – 1.24157 seviyeleri direnç noktaları olarak takip edilebilir. Aşağı yönlü gevşemelerde ise 1.21731 – 1.21391 – 1.20469 seviyeleri destek noktaları olarak test edilebilir.
Altın fiyatlarında ise gün içerisinde dar bir bantta dalgalı seyir izlendiği görülüyor. Doların haftaya toparlanma eğilimleri ile başlaması ve ABD Hazine tahvil faizlerinin son 4 yılın en yüksek seviyelerini görmesi altın fiyatlarını baskılayan unsurlar olarak dikkat çekmiş ve geçtiğimiz birkaç günde fiyatların aşağı yönlü hareketlenmesine sebep olmuştu. Ek olarak Amerika ile Kuzey Kore arasında gerilimlerin azaldığına yönelik gelen haber akışları küresel jeopolitik riskleri azaltmış ve riske yönelimi artırmıştı. Amerika’dan gelen haber akışları volatiliteyi artırabilecekken, jeopolitik risklerde ki gelişmeler fiyatlamalara etki edebilir. An itibari ile 1327 seviyelerinde fiyatlanan ons altını teknik olarak inceleyecek olursak yukarı yönlü hareketlenmelerde sırasıyla 1332.86 – 1340.87 – 1354.27 seviyeleri direnç noktaları olarak takip edilebilir. Aşağı yönlü gevşemelerde ise 1319.46 – 1314.07 – 1300.67 seviyeleri destek noktaları olarak test edilebilir.