Bu yazımızda sizlerle ECB’nin (Avrupa Merkez Bankası) son dönemde attığı adımlar ve Euro Bölgesi’ne olan etkilerini tartışmak istedik.
Bilindiği üzere Avrupa uzun yıllardır düşük enflasyon ve büyüme meselesiyle meşgul durumda. Bu mesele 2009 Borç Krizi sonrası daha da derinleşmişti. Borç krizi sırasında tüketici harcamalarında ve yatırımlardaki düşüş enflasyonu hedefin altına iterken büyümeyi de negatife çekmişti. Aynı zamanda tüketici güveni de uzunca yıllar boyunca hiç görmediği düşük seviyelere gerilemişti.
Sonrasında petrol fiyatlarının 40 $’lık dip seviyesinden 100 $’lara yükselmesi ve aşırı güvercin tondaki para politikaları sayesinde enflasyonda toparlanma yaşatmıştı. Ancak 2014’ün ikinci yarısından itibaren petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşlerin etkisiyle enflasyon yeniden düşüşe başladı.
ECB, Mart 2015’de tahvil alım programı (QE) başlatarak, parasal genişleme yoluyla yani piyasada sıcak para akışının hızlanmasıyla harcamaları artırmak yoluyla enflasyon yaratarak, enflasyonda hedef seviye olan ve 1991-2016 yılları ortalaması olan %2 hedefini yakalamak ve düşük büyümeden kurtulmayı amaçladı. Yaklaşık 2 yıldır devam eden varlık alım programı ile birlikte enflasyon -%0.6 seviyelerinden %0.6 seviyelerine kadar yükselirken büyüme de %1.5 üzerine kadar tırmandı.
Mevcut aşırı gevşek para politikasına rağmen enflasyonun hala %2 hedefinin çok altında olması ECB’nin yeni dönem politikaların merak edilmesine yol açtı. Son toplantıda ECB tahvil alım programının 2017 Mart ayından 2017 Aralık ayına kadar uzatıldığı ancak aylık tahvil alımının aylık 80 Milyar Euro’dan 60 Milyar Euro’ya düşürüldüğünü açıkladı. Açıklanan karar sonrası EURUSD’de spekülatif hareketler göze çarptı. İlk etapta 1.0870 seviyelerine kadar yükselen paritede ECB’nin beklenenden çok daha güvercin hamleleri sonrası 1.06 seviyelerine kadar geri çekilme yaşandı.
Euro Bölgesi’nin içinde bulunduğu sorunlar (Brexit, İtalya’da Renzi’nin istifası, Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaklaşan seçimler) ECB’nin işini zorlaştıran etmenler olarak görülüyor.
Bu çerçevede EURUSD’ye bakacak olursak, Trump’ın ABD’nin yeni başkanı seçilmesi ve ECB’den gelen yeni parasal gevşeme adımları sonrası 2001’den bu yana hiç görmediği 1.04 seviyesi altına kadar geldi. Son dönemde beklentileri karşılayan ABD verileri ve Fed’in daha hızlı faiz artıracağı beklentisi dolar endeksini son 15 yılın zirvesi olan 103.60 seviyelerine taşıdı. Dolar endeksinde devam edecek olan mevcut hava hep konuşulan ‘1 EUR=1 USD olur mu?’ sorusunun da gerçeğe dönüşmesini görmemizi sağlayabilir.
EURUSD için 1.00 seviyesi öncesi en önemli destek 1.02. Fed’in 2017’de en az üç faiz artışı yapacağına dair algı sürerse bu destek seviyesi kırılarak en son 2002 yılında görülen 1.00 seviyeleri tekrar görülebilir.