ALTIN’da Beklenen Büyük Çıkış Ne Zaman Yaşanır?

Herkesin sorduğu soru şu; “hala ALTIN alma vakti gelmedi mi?

Uzun vadede yükseliş trendini hiç bozmaması ile ünlenmiş, ülkemizde en çok tercih edilen yatırım araçlarından biridir Altın. Son dönemde ise 2011 Eylül ayında yaptığı 1920 dolar zirvesini bir daha kıramaması ile yatırımcıların aklını karıştırıyor. 

Herkesin sorduğu soru şu; “hala ALTIN alma vakti gelmedi mi?”
Bu sorunun cevabını verebilmek için, önce ALTIN’ın son dönemde değişen karakteristiğini incelemek lazım; ALTIN neye göre hareket ediyor?

2011 yılında yaptığı zirve döneminde, altının fiyatını yükselten iki ana faktör vardı; Avrupa’dan gelen borç krizi çözümü ile ilgili olumsuz haberler ve istihdamda ileriye dönük tehlike sinyalleri veren ABD ekonomisi.

Her iki taraftan da gelen olumsuzluk, Dünya’nın en büyük lokomotiflerinden ECB ve FED için daha fazla gevşeme mesajı veriyor, ortaya çıkacak likiditenin de altında değerlenmesi bekleniyordu. Enflasyon beklentileri yüksek seviyelere çıkmış, enflasyondan korunma amaçlı kullanılan altın yüksek prim yapıyordu. Altın zaten bugüne kadar hep enflasyon beklentilerini temel alarak fiyatlanmıştır.

Fakat işler pek de beklendiği gibi yürümedi. 2. Varlık alımından sonra, sunduğu likiditenin bankalar ve krediler açısından değil de, borsa ve altın da değerlendiğini görüp dili yanan FED, 3. Varlık alımını çok daha tedbirli şekilde yaptı.

Avrupa tarafında ise özellikle 2012 nin 2. Yarısından sonra kriz konusunda ılımlılık hakim olmaya başladı. Enflasyon genel olarak her iki bankanın da kontrolü altında tutulabildi. Altının, aynı diğer paritelerde olduğu gibi “risk iştahı” temelli hareketi azaldı. Hindistandaki faiz indirimleri olsun, CMX deki kontratlarda teminatların azaltılması olsun, altın da elle tutulur hareketler getirmemeye başladı.

Sonuç; altın fiyatlarındaki piyasa karakteristiği değişti, enflasyon beklentisi azaldı.

Gelelim günümüze; dünyanın en büyük fonu tercih ettiği yatırım ürünleri arasında bir numarayı altına ayırırsa, bazı şeylerin yavaştan değişmeye başladığını tahmin edebilirsiniz. Merkez bankalarının duruma baktığımızda, şimdilik piyasada sakin bir bekleyiş olsa da, son dönemde açıklanan verilerin uzun vadede hala ciddi bir toparlanma sinyali vermemesi, daha fazla gevşeklik ve basılan para ile daha fazla devlet tahvili alınacağı konusunda fikir veriyor. Faizler kanadında aşağı yönlü baskı diğer taraftan devam ediyor.

FED’in, ABD tahvillerinin %80 ini aldığı, ülkelerin tarihinde görmedikleri ticaret açıklarını basılan para ile kapattıkları bir dönemden bahsediyoruz.
Asıl konu; enflasyon, ki 2013’ün sonlarına doğru hedefin üzerine çıkacak gibi gözüküyor. Tüm bu süreç  önümüzdeki dönemde enflasyonu pompalayacak, doları en çok elinde bulunduran Japonya ve Çin enflasyondan korunmak amaçlı kazandırmayan ama en azından dolarla karşılaştırıldığında da kaybettirmeyen altına yönelmeyi seçecek.

Sonuca bağlamadan bir ufak noktaya daha değinmek lazım, geçtiğimiz hafta sonuçları açıklanan Hulbert Altın Güven Endeksi, son 12 senenin en dip seviyesine geriledi. Bu şu demek oluyor; yatırımcılar artık altın da net kısa pozisyonları önermeye başladılar, ki bu olduğunda, neredeyse altın hep ralli dönemine geçiş yapmıştır.

Kısacası, ons bazında ALTIN;

tKüresel bazda yükselme sinyali veren enflasyonu,

tDaha fazla değer kaybı potansiyeli olan ABD Doları,

tMerkez bankalarının başındaki düşük faiz baskısı ve daha fazla gevşeme potansiyeli ile

2013 ilk çeyrekte büyük ralli başlangıcını yapmaya hazırlanıyor.
Sanki artık uzun pozisyona yeniden geçiş vakti yaklaşıyor.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.